Diş çürükleri ve dişeti hastalıkları, tüm dünyada görülme sıklığı en fazla olan enfeksiyon hastalıkları arasında yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye’de diş çürüğü ve dişeti hastalıklarında son 30 yılda bir miktar azalma olmasına karşın hala toplumun büyük bir kısmında görülüyor. 22 Kasım Diş Hekimliği Günü ve Ağız ve Diş Sağlığı Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Altınbaş Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Sunay, toplumda diş ve dişeti hastalıklarıyla ilgili farkındalığın artırılmasının diş hekimlerinin birincil görevi olduğunu ifade etti.

Kovid-19 pandemisinin ağız ve diş sağlığına etkilerini değerlendiren Prof. Dr. Hakkı Sunay, Türkiye’de ilk vakanın görülmesini takiben Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Bilimsel Danışma Kurulu tarafından yapılan çalışmalarla ‘Diş Hekimliğinde Acil Uygulamalar’ kapsamına giren tedavilerin uygulanmasının tavsiye edildiğini belirtti. Diş hekimliği uygulamalarının yüksek oranda aerosol içerdiğinden tüm koruyucu önlemlerin alındığı, havalandırma ve dezenfeksiyon kurallarına uygun dental tedavilerin gerçekleştirildiğini ifade eden Prof. Dr. Sunay, “Diş hekimleri pandemi öncesinde de enfeksiyon kontrolüne azami önemi göstererek çalışmakta olsalar da pandemi ile önlemler en üst seviyeye çıkarılmış durumda” açıklamasını yaptı.

Prof. Dr. Sunay, “Virüsün bulaştığı kişilerin tükürüklerinde yoğun miktarda virüs yükü olduğu biliniyor ve Kovid-19 hastalığına bağlı olarak ağız mukozasının etkilendiğini bildiren çalışmalar var. Fakat çalışmalarda gözlenen bulguların direkt virüsle ilişkili olmaktan çok virüsün bağışıklık sistemi üzerindeki etkileriyle ortaya çıkabilen ikincil durumlar olduğu belirtilmiştir. Hastalığın tat alma duyusunu ortadan kaldırması en bilinen belirtilerden birisidir” ifadelerini kullandı.

Pandemi döneminde diş ve dişeti hastalıklarının gözlenme sıklığında değişiklik olduğuna dair bir verinin henüz bulunmadığını ancak olası etkileri göz önünde bulundurarak önlem almakta fayda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hakkı Sunay şunları söyledi:

“Ağız ve burun boşlukları virüsün vücuda girişinin en kolay olduğu bölgelerdir. Koruyucu özelliği olan maskelerin kullanımının yanı sıra diş fırçalama sıklığı ve süresi artırılabilir. Mükemmel bir fırçalamada dahi dişler arasında biriken plağın uzaklaştırılması imkansızdır. Ara yüzlerin mutlaka diş ipi ya da ara yüz fırçaları ile temizlenmesi gerekmektedir. Beslenmede yapışkan özellikli ve yüksek oranda şeker içeren ve çürük oluşumunu kolaylaştıran karbonhidratlardan ziyade su ve lif içeriğinden zengin meyve ve sebzelere yer verilmelidir.”

Diş ve özellikle dişeti hastalıkları ile kalp-damar hastalıkları, diyabet, bazı ağız kanseri türleri ve hatta Alzheimer hastalığı arasında ilişki olduğunu bildiren çalışmalar bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Hakkı Sunay, “Dolayısıyla diş fırçalama ve ara yüz temizliği ile ağız hijyeninin korunması sadece ağız sağlığının değil aynı zamanda genel sağlığın korunmasında da etkili. Bağışıklık sisteminin beslenmeyle desteklenmesinin yanı sıra günde iki kez dişlerin tüm yüzeylerinin fırçalanması ve günde bir kez ara yüz temizliğinin diş ipi ya da yardımcı araçlarla gerçekleştirilmesi sağlığımızın korunması için birinci koşuldur” dedi.

Haberin kaynağı için tıklayınız

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir